Başta yağlı tohumlar olmak üzere Türkiye'nin ithal ettiği ürünleri ekenlere daha fazla prim desteği verildiğini anımsatan Mirmahmutoğulları'ndan üreticiler, bu ürünler için devletin alım garantisi verilmesini istediler.Artı ithalat yapanlara öncelikli olarak yerli üretimden alma zorunluluğu getirilmesinin de üretimi artıracağını vurgulayan Mirmahmutoğulları'nın sözleri üreticiler tarafından memnunlukla karşılandı.
“TARIMSAL ÜRETİMİ ÖNEMSİYORUZ”
Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Adana’ya gelen Mirmahmutoğulları, İl Müdürü Hamit Aygün ile birlikte Adana Çiftçiler Birliği’ni de ziyaret ederek, Birlik Başkanı Behçet Homurlu, İkinci Başkan Mutlu Doğru, Genel Sekreter Oana Çorat, yönetim kurulu üyeleri Prof. Dr. Bülent Özekici, Mehmet Özler, Mehmet Yücel Ener, Nevzat Arman, Sinem Özkan Başlamışlı ve Halit Milli ile görüştü. Burada konuşan Mirmahmutoğulları, tarımsal üretimi önemsediklerini, bu kapsamda da çiftçiye imkan ve olanaklar ölçüsünde gereken desteği vermeye çalıştıklarını anlattı.
“TARIMSAL DESTEKLER 9 MİLYAR TL’Yİ AŞTI”
10 yıl önce Türkiye’deki tarımsal desteğin 1.8 milyar TL olduğunu hatırlatarak söz konusu rakamın bugün 9 milyar 180 milyon TL’ye ulaştığına belirten Mirmahmutoğulları, bu destek de çiftçiyi yeni arayışlara iterken, kazancını da arttırdığını dile getirdi. Tarımsal üretime teknik ve Ar-Ge desteği verdiklerini belirten Mirmahmutoğulları, özellikle narenciyede eski çeşitlerin yenilenmesi adına muazzam bir aşı üretim potansiyeline ulaştıklarını vurguladı.
“518 MİLYON VERİDEN OLUŞAN TARIM ENVANTERİ ÇIKARTTIK”
Mirmahmutoğulları, “Ürettik ve gerekli stoku da yaptık. Şimdi üreticilerimize diyoruz ki: ‘Sofralık, sıkmalık bile olmayan narenciye bahçelerini tamamen kıraçlayalım veya ona aşı yapalım’. Artık aşı ile birlikte pazarın istediği yeni çeşitler yetişti” ifadesini kullandı. ‘Havza Bazlı Üretim ve Destek Projesi’ne işaret eden Mirmahmutoğulları, proje ile 518 milyon veriden oluşan bir tarım envanteri çıkarttıkları bilgisini verdi.
“190 MİKRO HAVZA TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ BİR ZENGİNLİK”
Mirmahmutoğulları, aynı toprak özelliklerini gösteren arazilerin ‘havza’ bazında değerlendirildiğinde ortaya 190 çeşit mikro havzanın çıktığını, bunun da bir ülke adına çok önemli bir zenginlik olduğunun altını çizdi. Mirmahmutoğulları, “Bunu da 30 ana havza başlığı altında topladık. Ve bu havzaların her biri için artık Türkiye, bir politika üretme şansına sahip oldu” diye konuştu.
“TARIMSAL ÜRETİMDE MATEMATİKSEL BİR MODEL ÇIKARTTIK”
Türkiye’de tek düze bir politika değil, havza bazında ve her havzanın şartlarını gözeten 30 çeşit tarım politikası oluşturulacağını kaydeden Müsteşar Mirmahmutoğulları, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bu bize dünya ile rekabet etmede elastikiyet kazandırıyor. Konjonktürel gelişmelerde hangi tür tedbirler alınacağının imkanını veriyor. Çünkü matematiksel bir model çıkarttık.”
“DOĞRU HAVZA TERCİHİ İLE 5.3 MİLYAR TL DESTEK”
Havzaların toprak yapısı, türü, derinliği, yöneyi, topografyası ve suya uluşabilirliği gibi temel öğeleri ön planda tuttuklarını anlatan Vedat Mirmahmutoğulları, 50x50 ebadında yani 2.5 dönüme kadar bu topraklara yetişebiliyoruz. Toprağın üzerinde ne yetişir onu da biliyoruz. Burada gördük ki, hiçbir ilave destek vermeden ürünü doğru havzayla buluşturmamız durumunda 5.3 milyar TL destek sağlayabiliyoruz” ifadesini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ‘ÜRÜN BÜTÇESİ’ HAZIRLAMASI LAZIM”
‘Ürün bütçesi’ hazırlaması gerektiğini kaydeden Mirmahmutoğulları, “Buğdayın bütçesini buğdayın havzasına verelim. Burada da buğday rotasyona girme mecburiyeti olduğu için girsin. Ama buğdaydan aldığı geliri yurtdışından ithal etmek zorunda olduğum yağlı tohumların üzerine koyuyorum. Çiftçimin geliri asla düşmesin aksine artsın. Ama ülkemde bunu dışarıdan değil içerden temin etsin” dedi.
''HAVZANIN ÜRÜNÜ DEĞİLSE O ÜRÜN YETİŞTİRİMEMELİ”
Mirmahmutoğlu, şu görüşleri dile getirdi; “Fakat bunu üretmek mecburiyetinde olan Doğu ve Orta Anadolu’dan Eskişehir’e kadar olan geçit bölgesinde de vatandaşlarımız buğday desteğinden alsın. Oradaki bu desteği tam alsın, buradaki de ithal etmek zorunda olduğumu tam alsın. Bu 30 havzada da yapıyoruz. Havzanın ana ürünü neyse desteği ona verelim. Çiftçinin geliri azalmasın artsın. Ama o havzanın ürünü değilse o havzada yetiştirtmeyelim.”