Adana Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri Oana Çorat, konuya ilişkin açıklamasında, bu yöntemin dünya çapında kabul gören bir uygulama olduğunu belirterek, “Türkiye'de hatta bu uygulama için gecikti diyebilirim. Kanun taslığını biz de inceledik. Ancak, miras devrinde kardeşlerden birinin diğer kardeşlerin haklarının bedellerini ödeyebilmesi için uzun vadeli kredi kullandırılması gerektiğini bildirdi. Şimdi her zaman doğru şudur ki; aile ne kadar büyük olursa olsun, bu işi yapabilecek ehil kız veya erkek evlat hangisi ona karar verilip, toprakların bölünmemesi için miras yoluyla bir kişinin bu işletmeyi sürdürmesi gerekiyor. Yurt dışındaki uygulamalarda bir evlat bunu üstleniyor. Bunu üstlenen kişi, diğer kardeşlerin payını satın almak zorunda. Bunu satın alabilmesi için normalde bankalar kişiye uzun vadeli 20 senelik 30 senelik vadeler sağlıyor. Böylelikle hissedar kardeşler paraları peşin alıyorlar. Toprakları üstlenen kişinin kendisi bankaya borçlanmış oluyor” diye konuştu.
“Amaç arazinin parçalanmaması”
Miras toprakları devralarak, bankalara borçlanan kişinin borcuyla birlikte toprakları başkasına devredebileceğini de dile getiren Çorat, “Toprakları devralabilmek için kişi zaten bütün kardeşlerin hisselerini ödedikten sonra bankaya kendisi borçlanıyor. Borcuyla devir alan biri varsa tabi satabilir. Amaç yani arazi bin dönüm ise bin dönüm arazinin parçalanmaması, bin dönüm olarak kalması. Şirket adına ya da şahıs adınaysa diğer kardeşlerin hisselerini satın alacak. Bunun satın almasını da bankaların sağlaması lazım. Banklar uzun dönem bu krediyi verebilecek mi? Bütün bunlar da çok büyük bir soru işareti. İşletmeyi üstelenecek kardeşe kolaylık getirilirse işleyişte sorun yaşanmaz” ifadelerini kullandı.