Gıda, İçecek ve Tarım Politikaları Araştırma Merkezi (GİFT) tarafından, alanın en büyük etkinliği olarak her yıl düzenlenen Tarım ve Gıda Politikaları Konferansı’nın 3’ncüsü Adana Çiftçiler Birliği iş birliğinde HiltonSA Otelde gerçekleştirildi.
 
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru,  konferansta ele alınan konuların, sorunlar ve çözüm önerilerinin kitaplaştırılarak, ilgili mercilere ulaştırılacağını ifade etti. Çiftçi ve çiftçi temsilcileri olarak konferansı önemsediklerine vurgu yapan Doğru,  gelecek nesillerin de tarım yapabilmesi için yapılması gerekenlere dikkati çekerek,  “Çünkü ben bir  çiftçi ve çiftçi temsilcisi olarak söylemek isterim ki;  son 5 yılda tarım politikalarımızın devamlı değişmesinden dolayı başımız döndü. Öyle ki  son 5 yılda 4 saygıdeğer tarım bakanımızla çalıştık hepsi de aynı parti ve ideolojiden olmasına rağmen her birinin tarım politikası üretme şekli farklı oldu. Milli tarım projesi vardı hepimiz yürekten destekledik. Çünkü hepimizde milliyetçilik var ama bir diğer tarım bakanımız geldi bambaşka bir proje açıkladı. Farklı siyasi partilerden olsa anlaşılır ama aynı siyasi partiden  bu kadar farklı tarım politikasını 5 yıl içinde duymak bizi yordu ve şaşkına çevirdi” dedi.
 
Tarım politikalarının siyasetten arındırılması gerektiğini belirten Başkan Mutlu Doğru, “Artık tarımın stratejik önemini Türkiye de herkes biliyor. Ben bunları  tamamen siyasi duygulardan arınmış olarak söylüyorum. Benim işim siyaset değil ben tarım gönüllüsüyüm ve ben bir çiftçiyim. Sadece kendim için değil 3 nesildir çiftçilik yaptığım yerlerde çocuklarım ve torunlarım da çiftçilik yapsın istiyorum. Ama bunun için bu günden doğru tarım politikalarını ortaya koymak lazım” diye konuştu.
 
2050’de iklim değişikliğinden sonra artan nüfusla beraber artacak gıda ihtiyaçları tarım üretimini yüze 50 artırmak gerektiğine vurgu yapan Mutlu Doğru, destekleme politikalarından hal yasasına, bitkisel yağ açığından bölgesel ürün desteklerine ve sulama suyu ihtiyacına kadar birçok soruna değinip, çözüm önerilerini sunduğu konuşmasında,  konuşmasını şöyle tamamladı:
 
 “Türkiye kendi kendine yeten 7 ülkeden biri arasında sayılıyordu. Şu anda Türkiye bu konumda değil. Eğer yine eskilerin dediği gibi ‘bir hırka bir lokma’  diyeceksek kendimize yeteriz. Bulgurumuz da var ayranımız da var karnımız doyar. Ancak, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi muasır medeniyetler seviyesi hedefimiz var. Bu yüzden daha fazla üretmek zorundayız. Bu üretim için de kapasitemiz mevcut. Yeter ki doğru ve sürekli değişime uğramayan tarım politikalarını hayata geçirelim.”
 
Konferans kapsamında; ‘’Tarımda İş Sağlığı ve Güvenliği Farkındalık’’ oturumu ve ‘’Türkiye tarım-gıda politikalarında nerede duruyor; nereye bakıyor? Doğrular, yanlışlar ve yapılması gerekenler neler?’’, ‘’Şehirleri Besleyecek Modern ve Kalıcı Gıda Sistemleri Topraktan Kente Nasıl Kurulur?’’, ‘’ Güvenilir, Sağlam, Dirençli Tarım-Gıda Piyasa Sistemi Nasıl Kurgulanır?’’, ‘’ Endüstriyel Tarım Ürünlerinde Sağlam ve Dirençli Piyasa Sistemi Oluşturmak - Pamuk Örneği’’, ‘’ Tarım ve Gıda Teknolojinin Kanatlarıyla Uçabilir mi? Yeni Fırsatlar ve İmkanlar Neler?’’ konulu paneller yapıldı.
 
İkili tartışmaların, sunumların da yapıldığı ve iki gün süren konferansta tarım ve gıda politikaları, gıda enflasyonu, gıda ve içecek giderlerinin tüketici bütçesindeki payı, çiftçilerin azalan gelirleri ve sorunları, işlenmiş gıdalarla ilgili bilgi eksikliği ve kirliliği ve sektörde hedeflenen miktar ve kalite verimliliği konuları tartışmaya açıldı.